Kamu otoritesi kanun koyucu olarak tüketicinin sağlık ve güvenliğini sağlamakla sorumludur. Bu konuda yapması gerekenler; yasal mevzuatı düzenlemeleri kamu yararını esas alarak yapmaları, tüketicileri bilgilendirmeleri, bilinçlendirmeleri ve eğitmeleri, etkili, kolay ve kullanıcı dostu başvuru şikâyet mekanizması geliştirmeleri, ihlal yapanlarla ilgili gerekli tedbirleri almaları gerekmektedir.

Çeşitli ülkelerden alınan tüketici güvenliğini tehlikeye sokan güvenlik önlemler örnekleri;

  • Açılmayan hava yastıkları olan otomobillerin zorunlu olarak geri çağrılması!
  • Birkaç kişinin bisiklet ve mobilet motosiklet vb. binmesi sonucunda kazalara sebep olması nedeniyle kişilerin, özellikle çocukların yaralanması (Ülkemizde 4 kişilik ailenin mobiletle yolculuk yaptığı, otoyolda traktörlerin, at arabalarının dolaştığı, şehir içi kaldırımlarda özellikle kurye motosikletlerinin gezdiği, kaldırımların araçlar tarafından işgal edildiği yaygındır).
  • Elektrik kabloları, prizleri
  • Yutulduktan sonra birkaç saat içinde bir çocuğu-bebeği öldürebilecek pillerin yasaklanması
  • Evde sabitlenmeyen mobilyaların ev içi kazalara (yaralanmalı ve ölümlü) sebep olması nedeniyle dikkat çekildiği
  • Bebek arabaları ve yürüteçlerin güvenli olması
  • Özellikle internet üzerinden alınan ürünler için özel güvenlik önlemleri -Tüketiciye dönük günlük kullanımda tüketici sağlık ve güvenliğini ihlal edici tüm ürünlerle ilgili güvenlik önlemlerinin Tüketici yasasının en önemli ögesi haline getirilmesi

Ülkemizde de bu konuda elbette ki yürürlükte olan birtakım yasalar ve çalışmalar bulunmaktadır.

Ancak; Çoğu tüketici, güvenli olmayan ürünler satmanın yasa dışı olduğunu ama güvenli olmadığını öğrenince şaşırır.

Gerçekten de güvenli oldukları beklentisiyle ürünleri satın alıyorlar. Bu tamamen makul bir beklenti!

Genellikle satış noktasındaki gizli güvenlik tehlikelerini kendimiz değerlendirecek bir konumda olmadığımız için tüketiciler tedarikçilere ve bilinen markalara güvenirler.

En iyi çabalarımıza ve sizin çabalarınıza rağmen, tüketiciler her yıl güvenli olmayan ürünler nedeniyle trajik bir şekilde yaralanıyor ve ölüyor.

Ülkemizde bu konuda çeşitli düzenlemeler olmasına rağmen daha etkili çözümler beklemekteyiz.

Buna neden ihtiyacımız var?

Buna ihtiyacımız var çünkü mevcut ürün güvenliği yasalarımız esasen reaktiftir. Normalde sadece bir sorun meydana geldikten sonra devreye girerler.

Doktorlar gibi biz de önlemenin tedaviden daha iyi olduğuna inanıyoruz.

Türkiye’de sağlanan mal ve malla ilgili hizmetlerin en başından itibaren güvenli olmasını sağlamak ve meydana gelen yaralanmaları ve hastalıkları en başta durdurmak istiyoruz.

Yasanın yanıltıcı ve aldatıcı davranış veya zorlayıcı davranış hükümleri olmadan bugün tüketicinin korunmasını hayal etmek zordur.

Gelecekte, genel bir güvenlik hükmü olmadan hayatı hayal etmenin zor olduğu bir dünyaya ihtiyacımız var.

Tıpkı diğer genel korumalar gibi, genel bir güvenlik hükmü de işletmeye açık bir gereklilik getirir.

Güvenli olmayan ürünler tedarik etmeyin.

Yasadaki mevcut tüketici çözümlerini destekleyecek ve tehlikeleri daha hızlı ele almasını sağlayan ürün güvenliği hükümlerini güçlendirecektir. En önemlisi, işletmelerin tasarım aşamasından satış noktasına kadar “ürün yönetimini” geliştirmelerine yardımcı olacak ve zaman içinde ürün güvenliği sorunlarının azalmasına yol açacaktır.

Pek çok işletmenin genel bir güvenlik hükmünün potansiyel maliyeti konusunda endişe duyması anlaşılır bir durumdur. Ancak işletmeler de aynı şekilde yanıltıcı ve aldatıcı davranışlarla ilgilenen yasalara karşı kampanya yürütmekte ve karşı çıkabilmektedir.

Burada üç yorum var:

İlk olarak, genel bir güvenlik hükmünün maliyetli bir reform olması gerekmez. Ek maliyetlere maruz kalan işletmeler, muhtemelen halihazırda uygun ürün yönetimi uygulamalarına sahip olmayan işletmeler olacaktır. Bunları devreye sokmak, ürünlerinin kalitesini iyileştirdiği ve pahalı ve itibar zedeleyici geri çağırmalardan kaçınmalarına yardımcı olduğu için birçok durumda işletmeler için uzun vadede para tasarrufu sağlayacaktır.

İkinci olarak, Türkiye’nin mevcut ürün güvenliği sistemi açısından özellikle gelişmiş ülkelere göre daha fazla problemleri bulunmaktadır. Onları yakalamamızın ve halkımıza satın aldıkları malların güvenliğine daha fazla güvenmeleri için bir neden sunmamız gerekmektedir.

Üçüncüsü, genel bir güvenlik hükmü, tüketicilerin onlara güvenme olasılığı daha yüksek olduğundan, daha iyi ve daha yenilikçi ürün teklifleri için bir fırsat sunar.