Giriş
Genel olarak ekonominin temel prensibi kaynakların kıt, insan ihtiyaçlarının da sonsuz olmasıdır.
Tüketicinin karşı karşıya kaldığı en önemli sorun, sınırlı kaynakları ile ihtiyaçlarını en iyi şekilde giderebileceği mal ve hizmetleri elde etmek için satın almaktır.
Günümüzde aynı ihtiyacı karşılayan benzer/farklı özellik ve kalitede çok sayıda mal ve hizmet piyasaya sunulmaktadır. Bu malların pazara sunuluş biçim ve boyutu da her geçen gün daha da karmaşık hale gelmektedir.
Tüketicinin ürün ve hizmetlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı karşısında tüketim alanlarının bir veya belki birkaçında bir dereceye kadar uzman olması mümkün olsa bile, ürün ve hizmetleri değerlendirebilmesi zordur. Doğal olarak da tüketici bu ürünler arasından ihtiyacına en uygun olanını bilinçli bir şekilde seçememekte, seçebildiği ürünün özelliklerini de çok iyi bilemeyebilmektedir.
Tüketici mal ve hizmetleri seçerek ve satın alarak talep etmekte, bu malların tekrar üretilmesi ya da devam etmesinde etkin olabilmekte ihtiyaçlarına cevap verdiği oranda tercih etmektedir.
Gerçekte bu büyük bir güçtür.
Tüketici bilinçli olduğu sürece problem yoktur. Ancak tüketici çok zaman üretici ya da satıcının davranışları nedeni ile sıkıntı çekmekte ya da istismar edilmektedir.
Özellikle son yıllardaki gelişmeler, küresel bazda tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs pandemisi, yerel bazda da olsa bazı ülkelerdeki iç karışıklıklar, savaşlar, bunlar nedeni ile insanların yerlerini terk etmeleri başka bölge ülkelere göç etmeleri, mültecilik, yoksulluk, bazı mallarda çeşitli nedenlerle kıtlık, spekülatif davranışlar, stokçuluk, fason mal üretimi tüketicinin çok daha fazla sıkıntı yaşamasına neden olmaktadır.
Buna bir de son yılların yeni trendi çevrimiçi (uzaktan satın alma, elektronik ticaret) satın alamdaki artışlar eklenmiştir. AB verilerine göre 2022 yılında çevrimiçi satın alma oranı % 32’ den yaklaşık olarak iki katı artarak % 60 a çıkmıştır.
Ülkemizde tüketiciler;
- Malların temiz, sağlam ve dayanıklı olmaması,
- Sağlığa aykırı olması,
- Pahalı olması,
- Satın alınacak mal veya hizmet hakkında yeterli bilgi edinememe hatta yanlış bilgi edinme,
- Aynı mal veya hizmet için farklı fiyat uygulamaları,
- Satın alma sonrası hizmet yetersizliği vb. sorunlar ile karşılaşmaktadırlar.
Ülkemiz gibi tüketicinin eğitimi ve korunmasına yönelik çalışmaların az olduğu ülkelerde;
- Tüketici bilincinin gelişmesi,
- Tüketicinin kendi ihtiyaçlarını iyi tespit edip, ihtiyaçlarına en iyi cevap verebilecek mal ve hizmet seçimini bilinçli ve akılcı yapabilmesi,
- Satın alma aşamasında aldatılmaması,
- Malların kullanımında dikkatli olup güven içinde davranması önemlidir.
Bu noktada, tüketicinin eğitimi ve bilgilendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Tüketici Eğitimi
Kişiyi; mevcut ekonomik ve kişisel kaynaklarını arzu ve ihtiyaçlarını tatmin edecek biçimde değerlendirmeye yeterli hale getirebilecek düşünce, anlayış ve bilgilendirme süreci olarak tanımlanmaktadır.
Tüketici Eğitiminin Temel Amaçları
-Tüketicinin kendi değer sistemini anlamasını,
– Karar verme yeteneklerini geliştirmesini,
– Pazarda bilgi ve alternatifleri değerlendirmesini,
– Satın alma işleminden tatmin olmasını,
– Hak ve sorumluluklarının bilincine varmasını sağlamaktır.
Tüketicinin bilgilendirilmesi
Tüketicinin doğru seçim yapabilmesi için mal ve hizmetler hakkında gerekli ve sağlıklı bilginin sağlanması, aldatıcı ve yanıltıcı reklâm, etiketleme ve ambalajlama gibi uygulamalar ile alışverişten doğan maddi ve manevi zararların karşılanması için yapılması gereken işlemler konusunda aydınlatılmasıdır.
Eğitim ve bilgilendirme birbirini tamamlar. Tüketiciyi bilgilendirmek ona bir araç vermektir. Eğitim ise, bu aracı kullanmayı öğrenme sürecidir.
Tüketicinin eğitimi ve bilgilendirilmesinin tüketicinin korunmasında önemli bir rolü vardır.
Tüketici Eğitimi, Bilgilendirilmesinin Amacı; Tüketici eğitimi, bilgilendirilmesi ve örgütlenmesinin amacı; evrensel kabul görmüş tüketici haklarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda tüketicinin ihtiyaç duyduğu bilgileri nereden ve nasıl bulacağını, bilgileri nasıl değerlendireceğinin öğretilmesi ve böylece ürün veya hizmetleri satın alma ve kullanma becerisi ve çevre bilincinin geliştirilmesini; üretim ve dağıtım koşullarının sorgulanmasını, üretimin olduğu gibi tüketimin de niteliğini belirleyen ekonomik ve toplumsal tercihlerde taraf olmayı içerir.
Tüketici eğitimi şunları içerebilir;
- Ürün ve hizmetlerin seçimi, satın alınması,
- Ürün ve hizmetlerin doğru kullanımı, tamir ve bakımı
- Para, zaman ve enerji tasarrufu sağlayıcı yöntemler
- Tüketicileri aldatıcı, yanıltıcı, gereksiz ve yanlış tüketime yönlendiren pazarlama iletişimleri konusunda uyarma
- Tüketiciyi korumaya yönelik kurumları, örgütleri tanıtmak, ilgili mevzuatı anlatmak, duyurmak
- Diğerlerinin haklarına saygılı, topluma ve çevreye karşı duyarlı ve sosyal sorunlarla ilgilenme istekliliği gösteren ‘’bilinçli tüketici’’ tipinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
- Kişilerde haklarını arama, kullanma, savunma ve örgütlenme bilincini geliştirmek
- Tüketim ve üretimi sorgulamak, alternatif üretim ve tüketim modelleri geliştirmek
- Doğru ve sağlıklı bir tüketici kültürü ve anlayışı yerleştirerek geliştirmek
- Tüketicileri temel vatandaşlık ve tüketici hak ve sorumluluklarının neler olduğu konusunda bilinçlendirmek
- Tüketim ve üretim konularında yönlendirilen değil, yönlendiren olabilme bilincini vermek
- Tüketiciler arasında; dayanışma bilincinin geliştirilmesine yardımcı olmak
- Tüketicilerin etik bilinci ve topluma karşı sosyal sorumluluklarının gelişmesini sağlamak
Tüketici Eğitimi; Tüketici eğitimi, ailede başlayıp, okul öncesinde devam eden, tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarında desteklenen ve çoğunlukla da informal yollarla verilen bir eğitimdir. Ancak bunun bir eğitim politikası olarak mutlaka kişilere yaşam boyu verilmesi gerekmektedir.